Kalp Damar Cerrahisi

Kalp Damar Cerrahisi

Genel Bilgiler

Hastanemizde kalp ve damar cerrahisi bölümü tedavi hizmetleri, en son bilimsel ve teknolojik gelişmelerle desteklenerek özenle sunulmaktadır. Alanında uzmanlaşmış ekiplerimiz, hastalarımıza en ileri yöntemleri kullanarak en etkili tedavileri sağlamaktadır. 

Sıkça Sorulan Sorular

Kalp-Damar hastalığının risk faktörleri nelerdir?

-Sigara

-Kolesterol yüksekliği

-Diyabet

-Hipertansiyon

-İleri yaş

-Erkek cinsiyet ve menopoz sonrası bayan cinsiyet

-Ailede kalp damar hastalığı hikayesi olması

-Göbek çevresinden alınan kilolar

-Fiziksel aktivitenin az olması

-Homosistein yüksekliği

-Hs-CRP yüksekliği

-Psikososyal stresler

Enfarktüs ne demektir?

Miyokard enfarktüsü, kalbi besleyen koroner damarların (Çok defa bir pıhtı) ile tıkanması sonucu oluşur. Böyle bir durumda tıkanmış olan koroner damarların beslediği kalp kası oksijensiz kaldığı için kalbin o bölgesinde bir harabiyet meydana gelir. Halk arasında kalp krizi olarak adlandırılan bu olay sırasında hastalardan üçte biri ani ölümle hayatını kaybetmektedir. Tıkanmış olan koroner damarın 2–4 saat içinde yapılacak girişimlerle yeniden açılması halinde kalp krizleri, enfarktüs oluşamadan atlatılabilir. Bunun için ileri teknoloji ile donatılmış, uzmanlaşmış doktor, hemşire ve teknisyen kadrolarının 24 saat çalıştığı kalp krizi merkezlerine ihtiyaç vardır. Bu merkezlerde kalp krizi geçirmekte olan hastalar derhal anjio laboratuvarına alınır, tıkalı olan kalp damarı katater yolu ile yerleştirilen bir stent ile açılarak enfarktüs önlenebilir. Kateter ile açılması mümkün değilse, hasta hemen koroner by pass ameliyatına alınarak miyokart enfarktüsü oluşmadan hayata döndürülebilir.

Koroner kalp hastalığını oluşturan risk faktörleri nelerdir? Nasıl korunabiliriz?

Koroner kalp hastalığında değiştirilebilen ve değiştirilemeyen risk faktörleri vardır. Ailede erken yaşta kalp krizi geçiren bireylerin bulunması, erkek cinsiyet ve ileri yaş değiştirilemeyen risk faktörleridir. Değiştirilebilen önemli risk faktörleri ise sigara kullanımı, şeker hastalığı, hipertansiyon ile kan kolesterolü ve trigliseridlerin yüksekliğidir. Sigaranın bırakılması, kan yağlarının düşürülmesi, şeker hastalığının ve hipertansiyonun erken yaşlarda tanısının konularak etkin biçimde tedavi edilmesi koroner kalp hastalığını önler (birincil koruma). Her erişkin kan basınçlarını (Tansiyon) ölçtürmeli, normal ise en az 2,5 yılda bir tekrarlanmalıdır. Ailesinde hipertansiyon öyküsü olanlar, şeker hastaları, şişmanlar ve kan yağlarında yükseklik bulunanlar ölçümleri daha sık yaptırmalıdır. Hipertansiyon tek başına kalp hastalığı riskini 2-3 kat artırır. Bu nedenle hipertansiyon zamanında ve etkin şekilde tedavi edilmelidir. 20 yaş üzerindeki kişiler en az 5 yılda bir açlık kan yağları düzeylerini (toplam kolesterol, LDL kolesterol, HDL kolesterol, trigliserid) ölçtürmelidir. Kolesterol düzeylerindeki her yüzde 1’lik düşüşün koroner kalp hastalığı riskini yüzde 2 oranında azalttığı belirlenmiştir. 45 yaş üzerindeki her erişkin kan şekerini ölçtürmeli, değerler normal ise her 3 senede bir ölçümler tekrarlanmalıdır. Şişman olanlar, birinci derece yakınlarında şeker hastalığı olanlar, doğum ağırlığı yüksek bulunanlar, hipertansiyonu olanlar, HDL kolesterol 40 mg / dl nin altında ve trigliserid düzeyleri 250 mg / dl nin üzerinde olanlar ve daha önce kan şekeri ölçümleri yüksek bulunanlar kan şekeri ölçümlerini daha erken yaşlarda ve daha sık yaptırmalıdır. Kan şekeri yüksekliği tespit edildiğinde diyet ve ilaçla tedavi edilmeli, hastada diğer risk faktörleri de aranarak daha sıkı takip ve tedavi edilmelidir. Haftada 3-4 kez 30 dakika süre ile orta derecede dinamik egzersiz (tempolu yürüyüş gibi) yapılmalı, gün içerisindeki fizik aktivite artırılmalıdır. Birinci derecede akrabalarında koroner arter hastalığı olanlar risk faktörlerinin değerlendirilmesi için doktora başvurmalı. Hipertansiyon, şeker hastalığı, kan yağlarında yükseklik ve şişmanlık gibi risk faktörleri olanlar hekim kontrollerini aksatmamalıdırlar.

Damar sertliği (ateroskleroz) nedir?

Yaygın bir hastalık olan ve tüm damar sistemini etkileyen damar sertliğinin gelişimi çocukluk yaşlarından itibaren başlamaktadır. Hastalığın belirtilerinin ileri yaşlarda görülmesi nedeni ile erken yaşlarda tanısı zordur. Günümüz bilgilerine göre damar sertliği , belirli bir genetik altyapı ve riske sahip kişilerde, çevresel risk faktörlerinin etkisi ile ortaya çıkan bir durumdur. Damar sertliği oluşumunda yüksek kolesterolün yanında diyabet, hipertansiyon, sigara içimi ve genetik geçişin rolü kanıtlanmıştır. Yapılan çalışmalarda yüksek kolesterol düzeylerinin düşürülmesiyle, damar sertliği riskinin azaldığını gösteren oldukça fazla bulgu tedaviye yansımıştır.

Bölüm Doktorları

Prof. Dr. Abdurrahim ÇOLAK

Kalp ve Damar Cerrahisi

Prof. Dr. Bilgehan ERKUT

Kalp ve Damar Cerrahisi

Prof. Dr. Uğur KAYA

Kalp ve Damar Cerrahisi

Prof. Dr. Yahya ÜNLÜ

Kalp ve Damar Cerrahisi

Doç. Dr. Eyüp Serhat ÇALIK

Kalp ve Damar Cerrahisi

Doç. Dr. Ümit ARSLAN

Kalp ve Damar Cerrahisi

Uzman Dr. Yasin KILIÇ

Kalp ve Damar Cerrahisi

Sağlık Rehberi

Kalp damar cerrahisi bölümü ile ilgili yazılar.

Aydınlatma Metni